Park bazen büyük bir dans pistidir. Uzun yürüyenler müzikten çıkıp dans iklimine terfi ederler. Dans için bedenin hayata iltifatı diyesim geliyor “…iltifat et bana…” şarkısını dinlerken şu an. Yıllar önce Türkiye ‘mizin her şeyine susadığımız bir zamanda Amerika ‘da Zülfü Livaneli ‘den bu şarkıyı dinleyince öylece kalakalmıştım. O zamanlar dans, hayatımda güzel bir uğraş, vals onların içerisinde en beğendiğim iken ikisini birleştirirken bu şarkıdan hem keyif hem de çok ilham aldım. Abartmadan duramam. O sıralar elimde bir gitar ben de bizim uzak oralardan bir valsi hem akor hem melodi hem de ritim içerecek halde çalmak istedim. İştah yerinde ancak nasıl pişireceğim nereden başlayacağımı bilemiyorum. Boşuna dememişlerdir herhalde fakirin piyanosu diye gitara. Bir gün illa ki olacak istediğim şekliyle bu şarkı. İşte böylece klasik gitar dünyasına giriş yaptım ve hala çıkamadım. Ara sıra kesintiye uğrasa da iştah hala yerinde çok şükür 🙂 Öyküsünü paylaşırsam lezzeti artacaktır diye düşündüm.
Yukarıda bahsi geçen şarkı muhteşem naif bir Azeri eser ve bizde de aynı adla Nazende olarak geçiyor. Nazende cilveli demek. Şarkı, benim gibi park bulamazsa dağ bayır dolaşan bir adamın ağzından yazılmış. Sözleri ne yazık ki Türkiye Türkçe ‘sinde uyduruk kelimelerle tarumar edilmiş. Ancak internet sayesinde orijinal sözlere kavuştuk.
Aşağıda bu parçayı Azerbaycan ‘ın duayen şanatçısı merhum Rashid Behbudov billur gibi söylüyor. İnsanlık olarak böyle bir adamı dinleyebiliyor olmamız büyük bir şans. Ancak onu zehirleyerek öldürecek kadar da saçmalamışız. Güzel ve modern başka bir yorum için bir kayıt daha var en aşağıda. Bu kaydın içindeki ikinci şarkının da öyküsü var ancak daha sonra piyasaya çıkacak 🙂
Gelelim Nazende ‘nin dans meselesine. Çalma kısmında ne yapacağımı biraz kestirir gibi olunca, kuyruğuna kabak bağladığım bu proje bitmesin diye bir de dans kısmı ekledim. Foxtrot gibi çift vuruşlu bir dansın vals gibi üç vuruşlu bir havaya sokulabileceğini Richard LaValle Foland adlı dans koçundan öğrenip etkilenmiştim bir zamanlar. Dingin bir hava birden neşeleniyordu o hocanın bakışı ile. Bizim müziğimizi Batı danslarına yakıştıramayanlar için yapacak bir şey yok. Batı ‘nın vals dediği bizim klasik müziğimizde semai olarak geçen ortaklığı ikiye bölüp kutuplaştırmaya gerek yok. Zülfü Livaneli ‘nin yaptığını yapabilir hatta daha ileri de götürebiliriz. Mesela Nazende ‘nin kalbinde de bütün Azeri şarkılar gibi bir soru cevap üçlemeleri yatıyor. Esasında Batı ‘nın valsi de ister yavaş olsun ister Viyana valsi gibi hızlı içerisinde mutlaka soru cevabı içerir.
Türkiye ‘de klasik gitar alanında sağlanan ilerleme ne yazık ki klasik salon dansları için oluşmadı. Bekledim de gelmedi demektense bunu da bölük pörçük başka dans eğitimlerinin içinden almaya çalıştım. Projemin tökezlediği için bitmesini istemiyorum hani. Belki olduğu kadarıyla deyip müzik kısmından artık başlayabilirim. Dansı da arkadan sekerek gelsin.
Nazənde sevgilim
Sözləri: İslam Səfərli, Musiqisi: Andrey Babayev
Dəydi saçlarıma bahar küləyi
Nazəndə sevgilim yadıma düşdü
Hərənin baxtına bir gözəl düşər
Sən də təkcə mənim adıma düşdün
Nazənde sevgilim yadıma düşdün
Sən də təkcə mənim adıma düşdün
Nazənde sevgilim yadıma düşdün
Sənsiz dağ döşünə çıxdım bu səhər
Ötdü qumru kimi gür şəlalələr
De niyə yalqızsan sordu lalələr
Qövr etdi nisgilim yadıma düşdün
Nazənde sevgilim yadıma düşdün
Qövr etdi nisgilim yadıma düşdün
Nazənde sevgilim yadıma düşdün
Gözlərim yoldadır qulağım səsdə
Səni unutmaram mən son nəfəsdə
Ey ceyran baxışlım,ey boyu bəstə
Ey tazə tərgülüm yadıma düşdün
Nazənde sevgilim yadıma düşdün
Ey tazə tərgülüm yadıma düşdün
Nazənde sevgilim yadıma düşdün
Leave a Reply