Ah Bir Ataş Ver

Facebooktwittermail

durmus-yaziciogli

Ah Bir Ataş Ver türküsünü derleyen rahmetli Durmuş Yazıcıoğlu TRT İzmir Radyosu sanatçılarındandı. Onu genelde televizyonda bas bariton sesiyle Çanakkale İçinde Vurdular Beni türküsünü okurken görürdüm – ender kayıtlarından biri Bir gün şans eseri İzmir’de onlarda kalırken (üniversite sınavları eskiden her ilde olmazdı), orada beni ve kuzeni olan babamı alıp emekli olduktan sonra açtığı müzik atölyesine götürdü. Ben onun saz çaldığını dahi bilmezken bize bir saz çaldı, mest oldum ve saza aşık oldum. İzmir ‘de yaşamadığıma o zaman pişman oldum. Belki hala geç değildir 🙂 Meğerse bir de kitap yazmış saz ile ilgili. Ansiklopedi gibi kocaman bir şey ki o zamanlar (1989) fasikül gibi uyduruk kitaplar vardı sadece. Hocası Muzaffer Sarısözen ‘e ithaf ettiği o kitap imkansızlıktan dolayı basılamadı. Durmuş Amcam ‘ın türküler derlediğini de o zaman öğrendim. Mesela Antalya ‘nın Mor Üzümü türküsünün aslında Akseki ‘nin Mor Üzümü olduğunu da. Evimizin balkonundaki o mor üzüme artık öyle bön bön bakmaz oldum.

Ah Bir Ataş Ver türküsünün en güzel yorumunu şimdi meşhur bir arkadaşımdan dinledim. Feryal Öney türküyü bize Antalya İskele ‘deki kayalıkların üzerinde bir gece söyleyince o zamana kadar nasıl oldu da bu kadar yüreğime işlemedi diye düşünmüştüm. Sonradan gitar ile iştigal etmeye başlayınca bu türküyü gitar ile icra eder oldum. Bir gün yine şans eseri bu türkünün Durmuş Amcam tarafından derlendiğini öğrendim. Antalya Korkuteli ‘ye gittiğimde babamla bu bilgiyi paylaştım ve gitar ile çaldım. Babam çok duygulandı ve takdir etti. Gururlandım.

Türkünün bendeki gelişim öyküsü bitmedi. Bir gün tabi yine şans eseri televizyon seyrederken (pek seyretmem) Ali Kırca bu türkünün öyküsünü anlattı. Çok duygulandım ve o günden beri türküyü bir başka çalarım. Geçenlerde Adrasan ‘da Durmuş Amca’mın memleketinden ismini almış Akseki Koyu ‘nun karşısında bu türküyü yeğenim ve eniştem ile meşk ettik. Denizin şırıltıları gelirken daha da bir lirik oldu. Aşağıda Dumlupınar denizaltısının yaptığı kaza ile ilgili iki öykü var, biri Ah Bir Ataş Ver türküsünün yakılış öyküsü diğeri de kazada şehit olan bir genç ile sevdalısının hazin öyküsü. Daha sonra Hasan Berk Güçlü ‘nün gitarından, Vural Akbulut ‘un nağmelerinden ve benim gitarımdan dökülenlerin denizle kavuştuğu bir kayıt var. Hemen altında Feza Güneri ‘nin ve benim gitarlarımızdan otantik bir türkü tadında dökülen kaydımız var. En altta da benim tek gitar kaydım var. Tüm şehitlerin ve Durmuş Amca’mın ruhuna varsın.

Ah Bir Ataş Ver Çanakkale Boğazı, Nağra Burnu açıkları 4 Nisan 1953, Saat 02:15
Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile Çarpıştı. Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldı. Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Şamandıradaki telefon hattının öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi. (bakınız —>)

Bir Sevda Öyküsü (Sunay Akın’dan) —>

 

Kayıt 28 Ağustos 2014 Antalya Adrasan

 

Kayıt 11 Aralık 2020 Antalya

 

Kayıt 12 Aralık 2020 Antalya

 

Facebooktwitter

Posted

in

by

Tags:

Comments

0 responses to “Ah Bir Ataş Ver”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *