Skip to content

Tuzaklar, Tiyatrolar, … Zaten Hepsi Rüya Değil de Ne ki?

  • by

Komplo teorileri olarak aşağılanan bir çok gerçek yavaş yavaş açığa çıkıyor. Bu terimin kökeni conspiracy kelimesinden gelir. Inspire tek bir kişiye ilham gelmesi iken conspire (inspire with) bir gruba inmiş ilham demektir. CIA zamanında bu terimi kullanarak hedef saptırmak ve insanların uyanışına engel olmak istemiştir. Mesela 1947’den beri uzaylıların teması bilinmektedir. Bu konu da diğer bütün bedenin ölümünü çağrıştıran konular gibi insanların korkması üzerine bilhassa şekillendirilmiştir. Çünkü korkan insan özünü unutur, Azerice söylersek özüne yahşi bakmaz 🙂 Özünü unutanı yani ölümsüz olduğunu bilmeyeni yönetmek de çocuk oyuncağı haline gelir. Mooji Baba’nın bir arkadaşı varmış CIA ajanı. Mesleki hiç bir bilgi vermeye yanaşmasa da tek tavsiyesi olmuş: Televizyon seyretmeyin!

Ben 12 senedir ne televizyon ne de gazete takip ediyorum. Tüketeceğim içeriği kendi içimin arzularına göre kendim seçiyorum. İşte bu sayede uyanmaya başladım yaklaşık beş sene önce. Git gide hızlanan bir süreç oldu benim için. Aynen eskinin kirlerinin dolu lavabonun boşalırken üstten görünüş olarak suyun yavaş yavaş inmeye başlaması ve git gide dibe yaklaştıkça hızlanması gibi. Büyük bir tiyatronun döndüğünü anlamaya başladım. Rahmetli babamdan başlayarak geçmiş yeniden yazıldı. Ölmüşlerle ve yaşayanlarla ilişkilerim tazelendi ve sevgi üzerine kuruldu. Büyük bir şükran duymaya başladım her günü bir üniversite bitirmiş kadar yoğun geçen günlerime.

Videoyu izlemeye başlamadan şimdiki bilincimle bir hatırlatma yapayım. Aslında iyiler ya da kötüler olarak düşünmek yanlış, hadi yanlış dememek adına verimsiz diyelim çünkü bu sistemde hata yok. Bir kusursuzluktan daha ötesine doğru sürekli bir yolculuk var. Bütün bu rüya okulu bizim hayrımıza. Burada yanlış olmadığı gibi suç da yok suçlu da yok. Sahnede iyilerin de kötülerin de olması gerekiyor. Yoksa çok sıkıcı ve öğretmekten uzak olurdu. Bütün güzel filmleri hatırlayın Meher Baba’nın hatırlattığı gibi. Hepsinde mutlaka aşk vardır, heyecan vardır, sonu güzel biter. Matriste olduğuna uyanmak insanın kaderinde var. Eğer sizin de çağınız geldiyse uyanacaksınız. Bunun için acele etmeyin. Sadece arzunuz bu yönde ise ve giderek daha çok ihtiyaç dışı “şeylerinizi” (mal, mülk ilişkiler, rütbeler, geçmişin işe yaramayan inanç kalıpları, duygular, düşünceler, …) risk etmeye hazırsanız o zaman hocaların dediklerine doğru doğal olarak çekilirsiniz.

Aslında hoca içinizde ancak siz şimdilik onu dışarıda görmeyi tercih ediyorsunuz. Bu da zamanla geçecek merak etmeyin. Bu sistemin içinde hiç bir alanda ikiye ihtiyaç yoktur. Hepsi Bir ‘dir. Pratik olarak, uyanışın sert olmaması açısından biz dünyalılar yavaş geçişleri tercih ettiğimiz fiziksel bir alemde yavaşlatılmış bir deneyim yaşadığımız için ara sıra ikiye ihtiyaç varmış gibi hissederiz. Bunun sebebi bu alemin üst alemlere geçiş için bir hazırlanma yeri olmasıdır. Matt Khan buraya benzetme olarak melekler okulu demektedir. Yani bizler çok üst kapasitede olan varlıklarız. Bu yavaşlatılmış alemde nasıl doğru düşünüp kendimize ve etrafımıza zarar vermeden bolluk yaratacağımızı öğreniyoruz.

Eğer daha vaktiniz gelmediyse o zaman içinizde bir direnç oluşur. Bunu bahane edip geri hayal dünyasına yani içinde topluca yaşadığımız illüzyona geri dönersiniz ya da bunu da bir nimet olarak kabul eder korkmadan dirence doğru ışığınızı çevirirsiniz. İnsanın güzelliğinin ışığının aydınlatmayacağı hiç bir karanlık yoktur. İnsan eşref-i mahlukattır yani halk edilenlerin (var edilenlerin) en şereflisidir. Bunlar sizin de gerçekleriniz olacak eninde sonunda. Yoksa bizde ruh denen batıda spirit denen ölmeyen özünüzün hiç bir acelesi yoktur.

Artık videoya geçebiliriz 🙂

sabribuyuksoy.com