Sevgili Çağan,
Seninle yeni tanıştık Üsküdar’da. Şimdi küçücük bir bebeksin. Önce güleç annenle tanıştım Denizli’ye şarkı söylemeye giden bir koro otobüsünde. Sonra yakışıklı babanla tanıştırdı annen beni İstanbul’da bir restoranda koromuza veda ederken. Sanki hep tanışıyor gibiliğimiz geçmedi hiç, kopmadık inanır mısın. Mesela annenle babanın düğününün ertesi günü maaile kahvaltı yaptık biz Balıkesir’de. Hepsi rüya gibi. Bu gelmeler gitmeler, bir orada bir burada olmalar, aradan yıllar geçmiş gibi olması. Bütün bunlar nasıl da fırıldak gibi dönüyor. Dünya müthiş bir yer, yaşanası bir güzellikte. Doğanın kanunu sen de kapılacaksın.
İsmin ne güzel. İsminle yaşa maşallah 🙏 Bir sinema yönetmeni ve senarist var adaşın. Onun son filmini görmedim daha. Ama hep ağlatır. Mendil götürmeyi unutma. Ancak birkaç gün önce gittiğim film çok güzeldi. Ata Demirer ve Demet Akbağ oynuyor. Ada var, güzel bir kadın var, aşk var, müzik var, dans var. Tam sevilecek film yani. İlk fırsatta mutlaka seyret. İsmi “Hedefim Sensin”. Filmde Hafize karakteri var ya. Çok komik. Aynı benim kardeşim olan Hafize’ye benziyor 😂
Sinema ne dersen anlatayım. Belki senin zamanında kalmaz
😂 İllüzyon içinde illüzyon. Perde hep beyazdır. Üzerine görüntüler düşer. Oynaşır dururlar. Film başlar heyecanla. Film bittiğinde kaptırmışızdır. Ben çok gülerim. Ağlarım da sık sık. Perde bunlardan hiç etkilenmez. Hep beyazdır, hiç değişmez. Sen de bu dünyadan çağlayarak geç. Renklerin lekelerin sana münasip olacak, biliyorum. Keyfini çıkar diyeceğim ama sen zaten biliyorsun. Hep de bileceksin. Şu an içindeki kıpır kıpırlığın hiç değişmeyecek. Ara sıra kaptıracaksın, insanlık hali, güleceksin, ağlayacaksın. Ama hiç leke tutmayacaksın. Perde lafın gelişi, zavallı bir benzetme. Sen kainatın en güzelisin 🙏
Hoşgeldin sevgili Çağan. Hoşgeldin! ❤️